Ne bir melek var ortada, ne de bir huzur.
Sanki ölümmüş gibi. Siyahmış gibi. “Yazık” gibi…
Sanki ölümmüş gibi. Siyahmış gibi. “Yazık” gibi…
Sıçradım tüm hücrelerimle hafif gıcırdayan yatağımdan, yanı başımdaki suyu
içtim bir nefeste.
Ellerimi dizlerimde birleştirip düşünmeye başladım.
Olsun ulan, olsun amına koyim.
Olsun ulan, olsun amına koyim.
Al. Uyandım şimdi.
Ben uyandığımda o ne yanı başımdaydı, ne de odamın düz
tavanında.
Köşedeki kartonpiyerin hafif çatlağı gülümsüyordu sanki.
Köşedeki kartonpiyerin hafif çatlağı gülümsüyordu sanki.
“Gitti” diyordu.
Evet, gitti…
Öylece gitti kitapsız, yolunu sikeyim...