Translate

16 Kasım 2013 Cumartesi

Sevgiliye Mektup...

Senin kadar konuşmadım, senin gibi gözlerimi gözlerine mıhlamadım hiç. 
Senin gibi açıkça da söylemedim seni sevdiğimi.
Senin gibi değildim ama sendeydim; senin yanında.

Yakınlık ne mekandadır ne de zamanda. Doğruymuş. Yakınlık hissettiğin her anın içinde, özündeymiş. Hissettiğim ya da seni düşündüğüm her an yanımdasın, hep yanımdasın. hiç uzak değilsin bana ve hiç uzak değiliz bize. 
Ben sende uzağı bilmedim zaten. Zannederdim ki aradaki yollardır uzağı dile getiren. hayır, yollar uzaklık değilmiş. yollar sabırmış, yollar sevgiymiş, yollar senmişsin.

sen sabır, sen sevgi, sen bekleyen, sen beklenensin...

Ama tabi şöyle bişey de var:

Zorluğun ne demek olduğunu insan başına gelince anlıyor. 
Kolay değilmiş. Sensizlik kolay değilmiş.

Seni görmeden, senin yanında olmadan geceleri gündüz yapmak, gündüzleri geceye bağlamak zormuş. Her sabahım sen yanımda olmasan da senle başlıyor. Bu yüzden belki de sabahları umutla uyanmam. Her günümün sonunda senin sesinle yorgunluğumu atacağımı bilmemdir bunca zorluğa katlanıyor olmam.

İnsan sevdi mi o yanında olsun istermiş. İnsan sevdi mi başka türlü bağlanırmış. İnsan sevdi mi en küçük sözden alınırmış. Sevginin hassaslığı, sevginin olması gerekeniymiş bunlar. Bunu bilerek çıkmışız yola, bunu bilerek sabretmişiz. Hep bilerek hareket etmişiz. 
Sen beni bilmişsin, ben seni bilmişim. Seni bildiğimden, beni acıtmak istemediğini bildiğimden söylenen sözlerin hepsini unutmuşum.
Acı sadece özlem de. Özlemin bitecek olması acıyı katlanır kılan. Sevda buymuş, sevda katlanabilmek, sevda her şeye rağmen göğüs gerip sevmekmiş.
ve sana;
dikenler içindedir gül, bunca zorluğun ardındadır tüm kolaylıklar. ve kavuşmanın diğer adıdır "özlem"...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder